Cumhuriyet Gazetesi yazarı Murat Ağırel ve Birgün Gazetesi yazarı Timur Soykan, İstanbul Emniyeti tarafından, bir yasa dışı bahis tutuklusunun tehdit iddiası üzerine, yürütülen bir soruşturma kapsamında 10 Nisan 2024 tarihinde gözaltına alındı. Gözaltı kararı, yasa dışı bahis faaliyetlerine ilişkin yürütülen bir soruşturmada tutuklu bulunan Erkan Kork isimli bir kişinin verdiği tartışmalı ifade üzerine alındı. Olay, iki gazetecinin evlerine düzenlenen operasyonla başladı.
Gözaltı işlemi sırasında, son dönemde Ekrem İmamoğlu iddianamesinin ne kadar çürük iddialara dayandığını Onlar TV yayınlarında ortaya koyan gezeteciler; Ağırel ve Soykan’ın tüm dijital materyallerine el konuldu. Her iki gazeteci de emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrollerinden geçirilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Soruşturmanın içeriği hakkında kamuoyuna ilk bilgiler, avukatlarının açıklamalarıyla yansıdı.
Gözaltı haberinin kamuoyuna yansımasıyla birlikte basın ve meslek örgütlerinden çeşitli açıklamalar geldi. Gazetecilerin uzun süredir suç örgütlerine dair haberler yaptığı, gözaltı kararının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Ancak soruşturmanın detayları, yalnızca adli makamların açıklamaları ve avukat beyanları çerçevesinde sınırlı kaldı.
Yasa Dışı Bahis Soruşturmasında Gazetecilerin İsmi Nasıl Geçti?
Soruşturmanın temelinde Flash Haber TV, Payfix ve Pozitifbank’a el konulmasına vesile olan yasa dışı bahis faaliyetlerine yönelik yürütülen bir operasyon yer alıyor. İstanbul merkezli bu soruşturma kapsamında tutuklanan Erkan Kork isimli bir kişinin, emniyette verdiği ifadede Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın isimlerini geçirdiği öğrenildi. İfade içeriğinde, gazetecilerin bazı bilgi ve belgeleri sızdırdığı iddiasında bulunuldu.
İddiaların ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu ifadeyi değerlendirerek iki gazeteci hakkında gözaltı kararı verdi. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturmanın odak noktasında gazetecilerin yazdığı haberlerin içeriği yer aldı. Söz konusu haberlerin daha önce kamuoyuyla paylaşılan bazı belgelerle ilişkili olduğu ifade edildi.
Gözaltına alınan gazetecilerin, yasa dışı bahis organizasyonlarıyla bağlantılı kişiler hakkında haberler yaptığı biliniyor. Ancak bu haberlerin kamuya açık belgeler ve resmi raporlar temelinde hazırlandığı, gazetecilerin ifadeleri ve avukat açıklamalarıyla aktarıldı. Soruşturma sürecinde bu iddiaların nasıl değerlendirileceği, adli makamların kararlarına bağlı olacak.
Avukatların Sürece Yönelik Açıklamaları
Gazetecilerin avukatı Enes Ermaner, gözaltı sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, sürecin hukuki şeffaflık açısından bazı sorunlar barındırdığını dile getirdi. Avukata göre, soruşturmada geçen iddiaların dayanağı, yasa dışı bahis davasında tutuklu bulunan bir kişinin ifadesiyle sınırlı kaldı. Bu kişinin kendi durumunu hafifletmek amacıyla gazetecileri hedef gösterdiği öne sürüldü.
Ermaner, gazetecilere yöneltilen soruların büyük kısmının yaptıkları haberlerle ilgili olduğunu ifade etti. Habercilik faaliyetinin bu şekilde soruşturma konusu edilmesini eleştiren avukat, sürecin mesleki faaliyetlere yönelik bir müdahale niteliği taşıyabileceğini belirtti. Ancak bu açıklamalar kişisel değerlendirme niteliğindeydi ve soruşturma makamlarınca resmi olarak doğrulanmadı.
Gözaltı sürecinde gazetecilerin dosya içeriklerine ulaşımda yaşadığı sınırlamalar da gündeme geldi. Avukatlar, soruşturma dosyasına erişim talebinde bulunsalar da kısıtlılık kararı nedeniyle sınırlı bilgilendirme alabildiklerini belirttiler. Gözaltı süreci tamamlandıktan sonra gazeteciler, savcılık sorgusu için adliyeye sevk edildi.
Soruşturma Konusu Haberlerin İçeriği
Soruşturma kapsamında göz altına alınmasa Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin Yılın Haberi Ödülü‘nü almak için Ankara’ya gidecek olan Timur Soykan ve son dönemde çıkardığı Kirli Çark isimli kitapla yasa dışı bahisçilerin ipliğini pazara çıkartan gazeteci Murat Ağırel’in yazdığı haberlerde, yasa dışı bahis organizasyonlarına dair iddialar ve bu organizasyonların bazı kamu görevlileriyle bağlantıları ele alınıyordu. Haberlerde, suç örgütlerine dair resmi belgelere, açık kaynaklı verilere ve soruşturma raporlarına dayalı bilgiler yer alıyordu. Her iki gazeteci de bu haberleri, kamu yararı gözetilerek hazırladıklarını daha önce çeşitli platformlarda dile getirmişti.
Soruşturmaya konu edilen haberlerin bir bölümü, suç örgütlerinin mali ağlarına ve devlet içindeki ilişkilerine yönelikti. Bu içerikler, özellikle son dönemde yargı ve emniyet alanında yürütülen bazı operasyonlarla da ilişkilendirilmişti. Gazeteciler, söz konusu belgelerin kamuya açık olduğunu ve haberlerin gazetecilik çerçevesinde hazırlandığını belirttiler.
İddiaların temelinde ise bu bilgilerin nasıl elde edildiği ve gazetecilerin bu süreçte herhangi bir suç ağıyla bağlantısı olup olmadığı yer alıyor. Emniyet ve savcılık, bu iddiaları değerlendirmeye devam ederken, soruşturma sonucunun ne şekilde ilerleyeceği belirsizliğini koruyor.
Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakıldılar
Gözaltı sürecinin ardından İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen Murat Ağırel ve Timur Soykan, savcılık sorgularının tamamlanması sonrası tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine çıkarıldı. Mahkeme, iki gazetecinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Bu kapsamda gazetecilere yurt dışına çıkış yasağı getirildi.
Mahkeme ayrıca, belirli periyotlarla karakola giderek imza verme yükümlülüğü de getirdi. Adli kontrol kararlarının amacı, soruşturma devam ederken kişilerin ulaşılabilirliğini sağlamak olarak açıklandı. Gazetecilerin savunmaları sırasında haberlerinin kamuya açık kaynaklara dayandığı ve herhangi bir yasa dışı faaliyete karışmadıkları yönünde beyanlarda bulundukları öğrenildi.
Serbest bırakılmalarının ardından Ağırel ve Soykan, adliye çıkışında kısa açıklamalarda bulundu. Her iki gazeteci de süreci yakından takip edeceklerini belirtirken, yaptıkları haberlerin basın meslek ilkeleri doğrultusunda hazırlandığını ifade ettiler. Soruşturmanın ne yönde ilerleyeceği ise savcılığın ilerleyen dönemde alacağı kararlara göre şekillenecek.